BAĞIŞ YAP

2021 İslam İktisadı Uygulama Ödülü Sahibi Karzı Hasen Vakfı’ndan Mehmet Koca ile Röportaj


2021 İslam İktisadı Uygulama Ödülü Sahibi Karzı Hasen Vakfı’ndan Mehmet Koca ile Röportaj

Kaynak : İslam İktisadı

1 Şubat 2022

İslam İktisadı Araştırma Merkezi (İKAM) tarafından İslam İktisadı alanındaki çalışmaları desteklemek ve nitelikli çalışmaları teşvik etmek amacıyla 2018 yılından itibaren her yıl araştırma, katkı, uygulama ve tez olmak üzere 4 farklı kategoride İslam İktisadı Ödülleri serlevhasıyla ödüller veriliyor.


2021 yılı İslam İktisadı Uygulama Ödülü’ne ise – milli ve manevi değerlerin yaşatılması adına aile kurumunun kurulması, korunması ve ihyası için ihtiyaç duyulacak her türlü eğitim öğretim faaliyetinin yapılmasını, sosyal dayanışma ve yardımlaşmayı teşvik ederek evlenmek isteyen ancak yeterli ekonomik birikimi olmayan gençlere ihtiyaç duydukları nakdi yardımın kefalet sureti ile temin edilmesini sağlayan Karz-ı Hasen Vakfı layık görülmüştü. Biz de islamiktisadi.net olarak Karzı Hasen Vakfı Başkanı Mehmet Koca ile keyifli bir röportaj gerçekleştirdik. Röportajımızda Karzı Hasen Vakfı’nın çalışma alanlarını, Karzı Hasen Vakfı’na İslam İktisadı Uygulama Ödülü kazandıran faaliyetlerini konuştuk. Mehmet Koca’nın İslam İktisadının uygulanmasına dair görüşleri ve İKAM’ın alandaki çalışmalarına yönelik değerlendirmeleri de  röportajımızda yer alan içerikler arasında.


Röportajı İzlemek İçin:



Öncelikle sizi ve Karzı Hasen Vakfını tanıyabilir miyiz?


Çok teşekkür ediyorum ilginiz için, hoş geldiniz sefa geldiniz. Mehmet Koca 1965 Afyon Bolvadin doğumlu. Evli, 4 çocuk babası. 1986 İstanbul Teknik Üniversitesi Sakarya Mühendislik Fakültesi mezunuyum. Şu anda Mavera Vakfı ve Karzı Hasen Vakfı’nın mütevelli başkanlığını yürütmekte, onun dışında da bazı firmalara bağımsız yönetim kurulu üyeliği ve danışmanlık yapmaktayım. Karzı Hasen Vakfı, çiçeği burnunda olan yeni bir vakıf, kurulalı bir yıl oldu henüz. Karzı Hasen malumunuz güzel borç verme anlamına gelen Kurani bir kavramdır. Karzı Hasen Vakfı, Kuran ı Kerim’de de altı çizildiği gibi Allahu Teâlâ’ya verilen bir borç olarak nitelendirilmektedir ve güzel borç olarak nitelendirmek de, borcu alma ihtiyacı olan kişilere, kurumlara borç verilmesini ifade eder. Ama biz Karzı Hasen Vakfı’nda sadece aile ile sınırlandırdık. Ve evlenme ile ilgili konularda Karzı Hasen Vakfı’nı kuruluş tüzüğü açısından sınırlandırdık. Biz Karzı Hasen Vakfında evlenmek isteyip de evlenme konusunda ekonomik problemleri olan gençlerimize 33 yaşını geçmemiş olup ilk defa evleneceklere borç vermek üzere kurduk. Bir grup arkadaşımızla bir araya geldik. Mütevelli kurucu heyetimiz var. Mütevelli Kurulu Başkanı olarak bu mekanizmayı yani vakfı oluşturduk. Karzı Hasen Vakfıyla birlikte ayrıca bir genç yuva  kooperatifimiz var. Bunun ikisi beraber çalışmakta. Bu aşamada faaliyetini, organizasyon yapısını genişçe anlatmak ihtiyacı hissedersek, biliyorsunuz çağımızda aile problemlerimiz var, ekonomik problemlerimiz var. Çocuk yapma problemlerimiz var. Boşanma problemlerimiz var. Ekonomik nedenlerden dolayı evlenmeyi geciktirme problemlerimiz var. Bütün bunların bu problemlerin çözümüyle ilgili bu çağda yaşayan Müslümanlar olarak bizlerin bu problemlere çözüm arayışı bulmamız ihtiyacından yola çıkarak Mavera Vakfı olarak böyle bir şeye öncülük yaptık.

Tabii dini hassasiyetleri, sosyal hassasiyetleri olan gençlerimizin ve Türkiye Cumhuriyeti’nde yaşayan diğer bütün gençlerimizin evlilikle ilgili problemlerinin en başında ekonomi gelmektedir. Maalesef son dönemlerde ekonomik nedenlerle ekonomik level’ın yüksek olmasından kaynaklanan geciktirmeler var. Bu geciktirmeleri yönetmemiz lazım. Bunun önünü açmamız lazım. Ve Türkiye de de bazı sosyal statüsünde olan gençlerimizin yeni mezun olmuş, yakın zamanda ekonomiye ulaşabilecek veya kız tarafı veya erkek tarafın birisinin ekonomik dengesizliğini giderebilecek bir sosyal bir ihtiyaç var. Dolayısıyla ayrıca da Allahu Teâlâ’nın güzel borç olarak nitelendirdiği borç verme kurumu var. Bunların ikisini biz bir araya getirdik. Dolayısıyla insanlarımız, gençlerimiz eğer 33 yaşını geçmemiş ise ve ilk defa evleniyorlarsa gençyuva.org sitesinden müracaat ediyorlar. Bu siteye girdiklerinde çeşitli sorularla çeşitli belge ihtiyaçlarıyla karşılaşıyorlar. Gençlerimizin birbirinden habersiz müracaat etmemeleri gerekiyor. Birbirinden haberdar olmaları gerekiyor ve biz burada bazı belgeler istiyoruz. Bu belgeler vukuatlı nüfus cüzdanı örneği istiyoruz. Bunu niçin istiyoruz? Daha önce evlenmiş mi? Yaşı kaç? Evlilik dışı bir çocuğu var mı? Bütün bunları görmek açısından hem kızımızdan hem oğlumuzdan vukuatlı nüfus cüzdanı talebimiz var. Ayrıca ekonomik durumunu gösteren Findeks raporudur, gelir beyanıdır, SGK durum beyanıdır, çeşitli ekonomik belgeler istiyoruz. Bunun yanında adli sicil raporu istiyoruz. Adli sicil raporunu daha çok evlilikle ilgili hukuki problemleri daha önce yaşamış mı yaşamamış mı görmek açısından istiyoruz. Kefil istiyoruz ve referans bilgilerini istiyoruz. Bu bütün bilgileri gençyuva.org internet adresi üzerinden girdiklerinde  belgeleri bizim uzman arkadaşlarımız inceliyorlar. Eğer o günkü ekonomik durumumuzun müsaitliği ve belgelerin düzgünlüğü çerçevesinde mutabık kalındığında gençler borç verme komitemize davet ediliyorlar.

Kızımız ve erkeğimiz beraber gelmek durumunda. Eğer lokasyonları uzakta varsa da dijital ortamda görüşmeler yapıyoruz, mülakatlar yapıyoruz. Bu mülakatlar neticesinde gençlerimizin evlilikle ilgili yaklaşımları, istek ve arzularının altı çizilmiş oluyor, beyan edilmiş oluyor ve süreç içerisine bu gençlerimizin kaç paraya ihtiyacı olduklarını, kaç para istedikleri soruluyor. Bu soruları neticesinde örneğin diyelim ki elli bin lira ihtiyacı olduğunu ifade ettiler. Bu 50 bin lira ihtiyaçlarını komitedeki arkadaşlarımız soruyor. Diyorlar ki siz bu 50 bin lirayı nerede ve nasıl harcayacaksınız sorgulaması yapıyorlar. Bu sorgulamanın neticesinde aslında o arkadaşlarımıza bu paranın doğru yerde ve doğru miktarda ve doğru zamanda harcamaları konusunda bir koçluk yapmış oluyorlar. Bu konuda mutabık kalındığında sonra yine gençlerimize borç verme komitemiz soruyor. Diyor ki siz bunu nasıl ödeyeceksiniz, bu nasıl ödeyeceksiniz sorusuna gençlerimiz diyorlar ki örneğin ayda biz 1500 lira öderiz, takı zamanında 20 bin lira öderiz gibi bir yaklaşım sergiliyorlar. Komite mülakat sırasında daha önceki beyanları çerçevesinde uyumlu olmaları durumunda peki oluyor veya 1500 değil 2000 lira öde veya 1500 ödeme kabiliyetin yok senin 1000 lira öder gibi bir yaklaşım sergileyerek bir ödeme planında mutabık kalınıyor.  Bu mutabık kalma sırasında şu ana kadar oluşan istatistikte bizim ortalama 24 ay gibi bir ortalama ödeme süresi ortaya çıktı ve ortalamada 50 bin lira gibi bir rakam ortaya çıktı. Şu ana kadar da 118 arkadaşımıza tabi bu daha sonraları izlenecek, o gün izlendiğinde inşallah 118’ler 1180’ler olur inşallah. Bugün itibarı ile 118 arkadaşımıza 5 milyon 500 bin lira civarında bir borç para vermiş durumdayız ve bunun hiçbir organizasyon ücreti almadan, hiçbir bir şeye endekslemeden, hiç bir faiz almadan 50 bin lira aldığında ödeme planındaki mutabakatımız çerçevesinde bu 50 binlerin geri ödenmesini sözleşmeye bağlıyoruz, senet imzalıyoruz.


Bu senete kefilin de imzasını alıyoruz ve eşlerin de imzasını almış oluyoruz. Bu çerçevede bundan sonra ne yapıyoruz? Bu gençlerimize diyoruz ki siz bize nikâh tarihini bildiriniz. Onlar gidiyorlar, eğer randevu almamışlarsa bölgelerindeki belediyeden nikâh tarihlerini bize bildiriyorlar. Bu nikâh tarihlerinden 90 gün öncesinden bir ödeme yapmıyoruz. 90 günden aşağıya indiğinde yani 85’inci, 80’inci günlerde ödeme yapma fırsatımız var. Tabii arkadaşlarımız bu nikâh dairesinden bu randevuyu ne yapıyorlar, teyit ediyorlar. Bu sürede muhatap olduğumuz arkadaşımız kooperatifimize ortak olmuş oluyor. Ortaklığı ücretini ödeyerek kooperatife ortak olmuş oluyor. Kooperatif ortaklar arasında bir dayanışma mekanizmasını oluşturarak bu arkadaşımızın borç alma zemini oluşmuş oluyor. Sözleşme imzaladık. Kooperatife ortak olduk. Randevusunu getirdiği onayladık. Şimdi parasını göndermemiz gerekiyor. Parasını göndermeden önce de 50 bin lirayı göndermeden önce de Genç Yuva Kooperatifimiz, Karzı Hasen Vakfı’ndan bu parayı borç istiyor ve borç alıyor. Dolayısıyla Karzı Hasen Vakfı, Genç Yuva Kooperatifine borç vermiş oluyor. Borç ve kooperatifte ilgili arkadaşımıza, gencimize bu parayı havale etmiş oluyor. Genelde sistemimiz bu şekilde çalışır.


Karzı Hasen Vakfı’nın çalıştığı alanlar nedir?


Tabii Karzı Hasen Vakfı biraz önce ifade ettiğim ve altını tekrar çizmek istiyorum. Karz kavramı geniş bir kavramdır. Bütün ihtiyaçlara cevap verebilecek bir borç verme mekanizmasıdır. Ama biz Karzı Hasen Vakfı’nı aile ve evlenmek konusuyla ilgili sınırlandırdık. Bugün itibarıyla Karzı Hasen Vakfı aile kavramıyla ilgili konularla ilgilenecek.


Öncelikle bugün itibariyle evlenmek isteyip de evlenme konusuna ekonomik problem olan arkadaşlara borç verme mekanizmasını çalıştıracak. Ayrıca Karzı Hasen Vakfı aile ilgili çeşitli danışmanlık mekanizmaları, eğitim mekanizmalar, eğitim faaliyetleri gibi bir faaliyetleri yapacak, işletecek. Şu anda yeni gençyuva.tv diye youtube’da bir kanal açtık. Bu kanalımızda gençlerimize yönelik aile terapisi, aile danışmanlığı, çocuk eğitimi ve aile içi ilişkileri anlatan çeşitli eğitim faaliyetler yapıyoruz. Arkadaşlarımıza da daha önce biz Mavera tv’de bunu yapıyorduk. Ama şimdi aile konusunu ayrıştırdık. Genç yuva tv olarak bir tv oluşturduk. Buradaki arkadaşlarımıza eğitim faaliyetleri yapmış oluyoruz. Evlenenler ve evlenmek isteyenlere ayrıca biz hazırlıklarını yapıyoruz. Evlenmek isteyen arkadaşlarımıza da evlilikle ilgili bir danışma ve terapi merkezi de oluşturacağız inşallah. Dolayısıyla Karzı Hasen Vakfımızın konusu sadece aile.


İslam İktisadı konusundaki çalışmaları nasıl değerlendiriyorsunuz?


İslam İktisadının uygulanmasıyla ilgili çağdaş dünyamızda maalesef bu konuda duyarsızlık yüksek. Ama hamdolsun İKAM örneğinde olduğu gibi  ve benzeri üniversitelerdeki bazı merkezler olduğu gibi yeni yeni çalışmalar var. Heyecan ve umut verici. Biz de bunlara bu konularla ilgilenen vakfımız olarak heyecan duyuyoruz ve mutlu oluyoruz. Ama şu gerçeklerin altını çizmekte fayda var. İslam İktisadı denilen mekanizmanın çağdaş dünyadaki enstrümanları kopyalayarak, önüne İslam koyarak bir İslam iktisadını geliştirmemiz mümkün değil. Dolayısıyla biz çağdaş dünyanın dinamiklerini, fırsatlarını, tehditlerini iyi okumamız lazım. Ama asr-ı saadetten bugüne kadar geleneğimizdeki benzer uygulamaları da bugüne teşmil etmemiz, barıştırmamız gerçeğine de ihtiyacı var. Örneğin Karzı Hasen kavramı maalesef, Kurani bir kavram olmasına rağmen, Hazreti Peygamber’in borç alan kişinin borcunu ödemediği müddetçe cenazesini kılmadığı gerçeği altı olduğu zaman Karz konusu yanlış anlaşılmış bir konu.


İslam İktisadı denilen mekanizmanın çağdaş dünyadaki enstrümanları kopyalayarak, önüne İslam koyarak bir İslam iktisadını geliştirmemiz mümkün değil.


Kuran ı Kerim’de diyor ki Allahu Teâlâ, Karzı Hasen’in kendisine verilen bir güzel borç olarak nitelendirilmesine rağmen bu ne demektir? Allahu Teâlâ’ya söz verilen bir mekanizmanın eninde sonunda havada, karada değil mi? Her türlü ödenmesi gereken bir yaklaşım olması gerekirken maalesef çağdaş dünya Müslümanların Karz verildiğinde geri alınmamasının gerektiği konusunda bir yaklaşım var. Karz mutlak ve mutlak manada alındığında geri ödenmesi gereken bir durumdur. Bunun altını çizmemiz lazım. Dolayısıyla bu müesseseyi yaşatmamız lazım. Ödeyemeyenin ödeyemediği durumda borç veren inisiyatifinde olan bir hoşgörü mekanizması vardır. Dolayısıyla biz borç alan insanlarımızın bunu muhakkak ödemesi gerektiği hassasiyetinin altını çizmemizde yarar var. Dolayısı ile çağdaş dünyamızda ekonomik çözümlerin üretilmesindeki altyapılardan, enstrümanlardan birisinin Karz olduğu gerçeğinin altını çizmek lazım. Ama şöyle bir durum da var. Karz kavramının altında biliyorsunuz enflasyonist bir durum vardır. Borç verdiğimizde paranın değer kaybedildiği bir gerçeği var ortada. Biz Karzı Hasen Vakfı olarak bu paranın değer kaybını hayır hasenat bağışçılarımızın üzerinden çözmek istiyoruz. Ama şu andaki şey de bunu ilim adamlarımızın, akademisyenlerimizin bu geri ödeme konusundaki paranın yapılanmasıyla ilgili çözüm üretmeleri, teklif getirmeleri de gerçeği ortada. Dolayısıyla borç verenin cezalandırılmaması lazım. Burada bunun da altını çizmekte var. Örneğin bugünkü ekonomik şartlarda 50 bin lira verdiğimiz bir arkadaşa bugünkü faiz altyapısı itibarıyla hesap ettiğinizde 24 aylık bir ödemede bunun ortalaması 12 aydır. Bugünkü şartlarda paranın enflasyon maliyeti yüzde 25 olduğunu, varsayarsanız 50 bin lira verdiğimiz bir arkadaşın cebine 12 bin 500 lira koymuş oluyoruz. Böyle bir gerçeklik var.


Dolayısıyla borç veren bir arkadaşın da 12 bin 500 lira para kaybı anlamına gelir. Dolayısıyla bunların çözülüyor ve kurumsallaşıyor olması gerçeği de ortada. Ama biz bunu nasıl yapıyoruz? Hayır sahiplerimizin, bağış yapan arkadaşlarımızın toleransları ile bunu borç verdiğimiz arkadaşlara yansıtmamış oluyoruz. Dolayısıyla son dönemlerdeki İslam İktisadı ile ilgili çalışmaların heyecan verici olmakla beraber bunun yanında pratiğe dönük uygulamaların da artıyor olması lazım. Bir tanesi de bizim Genç Yuva ve Karzı Hasen Vakfı mekanizması olduğu gerçeği ortada. Ama daha biz çiçeği burnundayız. Bu konuda bunun beslenmesi ve desteklenmesi gereken bir gerçek. Bunun beslenmesi ve desteklenmesinin iki tane şeyi alt yapısı var. Borç alan arkadaşlarımız bunu zamanında ödüyor olması lazım. Borç alan arkadaşlarımız zamanında ödüyor olmasının yanında imkân sahibi olduklarında da vefa duygusu anlamında buraya tekrar desteklerini gösteriyor olmaları lazım. Birincisi bu. İkincisi de bu konuda gençlerimizin evlenme konusundaki gecikmelerinden muzdarip duyan iş dünyasındaki arkadaşlarımız da işte İstanbul Sözleşmesi dedikodusu yapıyoruz, genç evleniliyor diyoruz, gençler şöyle yanlış yapıyor, böyle yanlış yapıyor diyoruz. Buna muzdarip duyan insanların da bu mekanizmaya bağışlarını arttırıyor olmaları lazım ki bunun derinleşmesi, 118’lerin 118 binlere gitmesi lazım ki biz 118 kişi verdiğimiz sırada 4 bin civarında başvuru var. Biz anca 118 arkadaşımıza verebilmiş olduk.


2021 İslam İktisadı ödüllerinde uygulama ödülünü aldınız. Bu tarz teşviklerin niteliğini nasıl değerlendiriyorsunuz?


İslam İktisadı Uygulama Ödülü alarak İKAM tarafından takdir ediliyor olmamız bizi tekraren onurlandırdı, yüreklendirdi ve sorumluluğumuzu hatırlattı.


İslam İktisadı Uygulama Ödülü’nün İKAM tarafından verilen ödül bizim bize tercih edilmesi, çok memnun olduk. Çok teşekkür ediyoruz. İlke Vakfı’ndaki arkadaşlarımıza. Tabii bu bizi yüreklendirdi, ayrıca. Demek biz doğru yoldayız. Uygulamalar arasına yeni kurulan bir vakıf olmamıza rağmen fark ediliyor olmamızın ve bu konuda takdir ediliyor olmamızın ne kadar güzel doğru bir yaklaşımla işe başladığımızın anlamı çıkıyor.


Dolayısıyla çok teşekkür ediyoruz, çok minnettarız. Ayrıca bu bizim sorumluluğumuzu da arttırmış durumda. Dolayısıyla madem İslam İktisadı Uygulama Ödülü aldık, uygulama konusunda daha hassas, daha dirayetli, daha düzgün çalışmamız lazım ki biliyorsunuz siz de vakıfsınız olaylara. Biz şeffaf bir şekilde hem Karzı Hasen Vakfımıza hem Twitter ve sosyal medyamızda her ay veya günlük ne kadar bağış topladığımızı, kaç arkadaşımıza ödünç verdiğimizi ve ne kadar para verdiğimizi şeffaf bir şekilde paylaşıyoruz. Dolayısıyla insanlarımızın uygulamalarda titiz olunduğu, geçmişteki yanlış uygulamalardan kaynaklanan bir öyle bir önyargı var, haklı olarak. Titiz bir çalışma yaptığımızı da ifade etmekte fayda var. Bunu da İslam İktisadı Uygulama Ödülü alarak İKAM tarafından takdir ediliyor olmamız bizi tekraren onurlandırdı, yüreklendirdi ve sorumluluğumuzu hatırlattı.


İKAM’ın çalışmalarını ve alana etkisini nasıl değerlendiriyorsunuz?


İKAM ve İLKE olarak çalıştığı konular çok takdire şayan bir mekanizma, yapı. İslam İktisadı ile ilgili İKAM’ın çalışmalarını çok tebrik ediyoruz, takdir ediyoruz ve zevkle ve sitayişle takip ediyoruz. Onun bir kere altını çizmekte fayda var. Ayrıca yıllardır İslam İktisadı ile ilgili çeşitli ödüller veriyor olması da işin çevrelere, muhataplarıyla beraber yüreklendiren bir mekanizması var. O da takdire şayan bir durum. Dolayısıyla İLKE Vakfı çatısı altındaki bazı organizasyonların bir parçası İKAM zaten onun dışında da çok güzel organizasyonlar var. İslam İktisadı ile ilgili bir kere İslam’ın kendisinin pratik uygulamalarda Allah’ın razı olduğu uygulamaları yapıyor olduğumuzda Müslüman olduğumuzun gerçeğini -içerisinde bir de ekonomi ve iktisat olduğu için-  çözebildiğimiz zaman sağlıklı bir Müslüman ve sağlıklı Müslüman nesiller oluşturma konusundaki çabalar açısından tekrar etmiş olacağım, İKAM’ın çok takdire şayan bir çalışması var.


Allah’tan devamını, verimliliğini ve etkisini niyaz ediyorum, temenni ediyorum. Bu konuda da bizlere ışık olacaklarını, akademik olarak, entelektüel altyapılar olarak yol gösterici olacaklarına umut ve ümit ediyorum. Tabi bu çerçevede tekraren Karzı Hasen kavramının iktisadi bir kavram olduğunu ve bunun uygulamasının bir sağlıklı uygulama konusunda sorumluluğumuzun yüksek olduğunu bize hatırlatmış oldu İKAM. Bu konuda hem borç verme komitemiz, hem mütevelli üyelerimiz hem yönetim kurulu üyelerimizle beraber bu konuda çalışmalarımızı ve çabalarımızı artıracağız ve bu konuda da kamuoyunda da duyarlılığımızı, farkındalığının artırılması konusunda bir katkısı oldu bu ödülün. Karzı Hasen kavramı inşallah gerçek manasıyla karşılığını bulacak ve biz bunu bir nebze olsun evlilikle ilgili mekanizmada çalıştırıyor olmamızın yanında inşallah diğer tüm toplumumuzun ihtiyaçlarını, iş adamlarımızın normal sıradan vatandaştan ihtiyaçlarını karşılayacak mekanizmalara da şami̇l olması, başka kurum ve kuruluşlara örnek olması konusunda da kim bize Karzı Hasen’le ilgili bir soru sorduğunda açık kalplilik ile işbirliği yapmamızı, bilgi paylaşmamız konusuna da açık olduğumuzu ifade ediyoruz. Bu verdiğiniz fırsattan dolayı çok teşekkür ediyoruz. Arkadaşlarımızı, gençlerimizi gençyuva.org‘tan başvurmalarını tavsiye ediyoruz. İş adamlarımızın da bu konuya duyarlı olan küçük büyük demeden de katkı yapmalarını bekliyoruz ki insanlarımızın geleceğimiz neslinin bütün şeytani sistemlerin, bizim aile üzerine saldırıları gerçeği ortada. Bu saldırılara karşı bir direnç noktası olabilirsek bize ne mutlu. Allahu Teâlâ bu konuda bu niyetimizde de ayaklarımızı sabit kılsın diyorum. Çok teşekkür ediyorum. Başarılar diliyorum. Hayırlı günler diliyorum. Sağ olun, var olun.