BAĞIŞ YAP

EKONOMİDE SON DURUM | Ekonomi Nereye Gidiyor? - Doç. Dr. Yusuf Dinç

1 Ocak 2022 Cumartesi Mavera Eğitim ve Sağlık Vakfı

YUSUF DİNÇ 30 kasım

Enflasyonla ilgili beklentileriniz nelerdir?

Bugün deneyimlediğimiz enflasyon 2008’den bu yana süre gelen bir konjonktürün sonucu olarak görülmelidir. Küresel finans krizi ve Covid-19 pandemisiyle ilişkilenen bu dönemde ertelen talebin yükselmeye başlaması, azalan girdi maliyetlerinin yeniden yukarı yön alması ve daha da önemlisi parasal genişlemelerin ve kurtarma paketlerinin neden olduğu aşındırmanın toplam etkisi güçlü ve kronik hissi veren bir enflasyon oluşmasına neden oldu. Yani hem talebin güçlenmesi hem arzın daralıp üretim maliyetlerinin artması hem de piyasalarda yaratılan para fazlasının üçlü bir etkisi olduğunu değerlendiriyorum. Bu trendin bir süre daha güçlenerek devam etmesini beklemek durumundayız.

Türkiye için de durum aynı mı?

Türkiye’de süreç biraz şiddetli yaşanıyor. Adeta dünyanın ürettiği para fazlasının ilk faturası Türkiye’ye çıkıyor denebilir. Üstelik neredeyse tüm dünya kriz ve pandemi dönemleri olmak üzere iki defa parasal genişlemeye gittiği halde Türkiye sadece bir defa o da pandemi döneminde gitmişken enflasyonun bu denli şiddetli hissedilmesi dış konjonktürle iç konjonktürün birleşmesinden kaynaklanıyor. Bu etki diğer ekonomileri de dolaşmaya başlayacaktır. Dünya ekonomisi daha kırılgan bir hale gelecek denebilir. Türkiye’de bir süre daha yüksek enflasyonun etkisi altında kalacaktır.

Türkiye ekonomisindeki sıkışmanın küresel iktisadi sistemdeki karşılığı nedir?

Öncelikle Türkiye ekonomisinin ithalat kabiliyeti azalacağı gibi, ihracatının artması beklenir ki kaçınılmaz olan bu kur baskısı sürecinde ekonomi yönetiminin dış ticaret dengesi üzerine oyun kurmaya çalıştığı anlaşılmaktadır. Kategorik olarak gelişen ekonomilerden Türkiye’deki bu enflasyonist etkinin Brezilya, Polonya, Meksika, Hindistan gibi ekonomilere hızlıca yayılması beklenebilir. Oralarda daha şiddetlenirse gelişmekte olan ülke gruplarında tekrar tekrar kendini gösterilebilecek bir durum ortaya çıkabilir. Fakat bunun bir toleransı olması gerekir çünkü bu etki gelişmiş ekonomilere yayılır ki bu küresel çapta yeni bir finans krizi anlamına gelir. Gelişmiş ülke merkez bankaları politika kararlarını bu endişeden bağımsız alamayacak duruma gelebilir. Şu anda Türkiye’deki iktisadi gelişmeleri tüm dünya ekonomileri dikkatli izliyor olmalıdır. Türkiye’de problemler derinleşirse ilk yansıması tüm dünya borsalarında kayıplar şeklinde kendini gösterecektir. Özellikle ABD ve Avrupa bankalarının alacakları bunda belirleyici rol oynayabilir. Bunları kötümserlik anlamında değil, fakat bütün dünyanın aynı gemide olmaya doğru gittiğinin anlaşılması üzere söylüyorum.